25 Mart 2006

 

KONFERANSIN ANALİZİ

MEDYAYA DÜŞMAN YETİŞTİRMEKTE HAKSIZ MIYIZ?
Haluk Dural'ın Ermeni Konferansı değerlendirmesinde "anılan sempozyuma, Başbakanlık, Dış işleri bakanlığı, TBMM, Adalet Bakanlığı, Silahlı kuvvetler, Üniversiteler, Siyasi partiler, yazılı ve görsel medya temsilcileri, köşe yazarları ve STK temsilcileri gibi kesimlerden fazla katılım olmamıştır. " sözü her şeyi açıklıyor.

Şimdi Haluk Dural'ın mektubunu okuyalım:

Değerli Dostlar,

Turkish Forum Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Körpınar, 15-17 Mart 2006 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi tarafından düzenlenen TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR SEMPOZYUMU’na katılmış ve bizleri bilgilendirmek amacıyla tuttuğu notlar ekte (aşağıda) sunulmuştur.
Sn. Körpınar’ın değerlendirmelerine göre;
- anılan sempozyuma, Başbakanlık, Dış işleri bakanlığı, TBMM, Adalet Bakanlığı, Silahlı kuvvetler, Üniversiteler, Siyasi partiler, yazılı ve görsel medya temsilcileri, köşe yazarları ve STK temsilcileri gibi kesimlerden fazla katılım olmamıştır.
- Türk-Ermeni ilişkilerinde esas sorun ABD diasporasıdır.
- Bugün 14 ülke (Uruguay, Arjantin, Fransa, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Rusya, Lübnan, İsveç, İsviçre, Kanada, Hollanda, Belçika, Slovakya ve Polonya) Ermenilere soykırım uygulandığını kabul etmiş ve hatta Fransa, Belçika ve İsvicre bu konuda yasa da cıkarmıştır. ABD de ise 37 eyalette Ermeni soykırımı olduğu kabul edilmiştir.
Kanımca, bu sempozyuma özellikle resmi kurumlardan, medyadan ve STÖ’lerden katılımların olmaması, anılan kurumların, Türkiye aleyhine olan “ermeni iddialarına” yakın tavır içinde olmalarındandır.

Türk-Ermeni ilişkilerindeki esas sorun ABD diasporası değil, bizzat ABD ve onun emperyalist politikasıdır.

Sözde ermeni iddialarını parlamentolarında kabul eden ülkelerin artması karşısında, şimdiki ve geçmiş Türk hükümetlerinden hiçbirisi bu ülkelere karşı hiçbir yaptırım uygulamamış, Türkiye’nin menfaatlerini korumamıştır. Uygulanacak en basit yaptırımlar arasında;
- öncelikle bu ülkelere karşı, mütekabiliyet dikkate alınarak vize konulmalı,
- diplomatik ilişkilerin seviyesi düşürülmeli,
- anılan ülkelerdeki elçiliklerimiz aracılığıyla, o ülkelerdeki insan hakları ihlalleri, o ülkelerin çatışma bölgelerine yasadışı silah satışları (Uluslararası Af Örgütünün ülke raporlarında bile var) takibedilmeli, o ülkeler hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine davalar açılmalı,

sayılabilir.

Ancak bu yaptırımları uygulayabilmek için ülkeyi yönetecek bir “Milli Hükümet”e acilen ihtiyaç vardır.

Saygılarımla,
Haluk Dural



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?