VistilefHaber

Biliyorsunuz, Galiçya bilmez, GE'nin NBC'nin 1927'deki kurucusu olduğundan bihaber, şarabı ancak iki-üçyudumda anlayabilen, şaraptan anlamaz Ertuğrul Özkök, "Kafka mutsuzluğun romancısıdır" demişti ve ilkönce Haydar Gürkan Kılıçaslan (Tıkladığınızda Kılıçaslan'ın sözkonusu yazısını değil ama yine de güzel bir yazısını bulacaksınız) ve sonra da ben, Kafka'nın "bir öykücü ve ebleh mutluluğun yazarı" olduğunu söylemiştik (Bu yazımı arşivlerden bulamadım ama bu yazıyı ikame bir başka yazım işinizi görür belki)...

İşte size yine ve yeni bir "Galiçya ve/veya Kafka" vakası: (Bunların tümü böyle ve aynı...)

"...yaşadığı çağda dünyada Türkler var olduğu, ayrıca onların varlığından haberdar kılacak bilgi imkânları da var olduğu halde Türklerden söz etmeyen, Türk milletinin en yüce millet olduğunu anlatmayan bir edebiyatçının, bu tavrının Türk varlığına dostane bir tavır olduğunu düşünemeyiz. O halde Henry James, Herman Melville gibi yazarlar da kötüdür, yani onları da okumamız için bir neden yoktur. Beethoven, Bach'tan da, Brahms'dan da, Schubert ve Schumann'dan da üstün bir bestecidir. Niçin? 'Geçki' tekniğini, senfoni formunu geliştirdiği için mi? Hayır. Bunlar ikincil konular. Üstündür, çünkü 'Türk Marşı' diye bir şey yazmıştır. Ötekiler bunu bile yazmamıştır. Eh, fena değil. Estetik yargıların evrensel olması önemli bir felsefi konu. Biz bu ölçütümüzü evrenselleştirdik sayılır. Tek sorun, bütün sanat sorunlarını çözecek olan bu ölçütten, evrenin haberdar olmaması."


Bu alıntı 13 Ağustos 2005 tarihli Radikal gazetesinde çıkan Murat Belge imzalı bir "köşeci yazıcısının yazısı"... Yanlışı bulun bakalım...? Bu yanlışı bulamadıysanız, benim, ya Medya Popüler Kültürü Gizler kitabımı bekleyeceksiniz (Eylül'de yayında); ya da DKM'deki Murat Belge yazıma, ya da VistilefAkademik deki aynı yazıma bir göz atacaksınız; okuyabilirsiniz de...

Hadi ben söyliyeyim: "Türk Marşı'nın" bestecisi Beethoven değil... Peki, kim? Dede Efendi olma ihtimalini de gözardı etmeyin :))))

Veysel Batmaz
(Medyapolemik e.mail grubunda bu konuya dikkati çektiği için Haydar Gürkan Kılıçaslan'a teşekkür ederim. Ben şahsen Murat Belge okuyan birisi değilim.)